yük olmak
Ofis işi ona çok yük oluyor.
부담시키다
사무일이 그녀에게 많은 부담을 준다.
sipariş etmek
Kendi için kahvaltı sipariş ediyor.
주문하다
그녀는 자신에게 아침식사를 주문한다.
tartışmak
Planlarını tartışıyorlar.
논의하다
그들은 그들의 계획을 논의합니다.
öncülük etmek
En deneyimli dağcı her zaman öncülük eder.
이끌다
가장 경험 많은 등산객이 항상 이끈다.
elde etmek
Çocuklar sadece cep harçlığını elde ederler.
사용할 수 있다
아이들은 주머니 돈만 사용할 수 있다.
saymak
Kaç ülke sayabilirsin?
이름붙이다
너는 몇 개의 국가의 이름을 부를 수 있니?
deşifre etmek
Küçük yazıyı büyüteçle deşifre ediyor.
해독하다
그는 돋보기로 작은 글씨를 해독한다.
kapatmak
Çocuk kulaklarını kapatıyor.
덮다
아이는 귀를 덮는다.
bakmak
Herkes telefonlarına bakıyor.
보다
모두들 핸드폰을 보고 있다.
teklif etmek
Balığım için bana ne teklif ediyorsun?
제안하다
내 물고기에 대해 어떤 것을 제안하고 있니?
sebep olmak
Alkol baş ağrısına sebep olabilir.
일으키다
알코올은 두통을 일으킬 수 있습니다.
ödemek
Kredi kartıyla çevrim içi ödeme yapıyor.
지불하다
그녀는 신용카드로 온라인으로 지불한다.