geçinmek
Az parayla geçinmek zorunda.
버티다
그녀는 적은 돈으로 버텨야 합니다.
öğretmek
Çocuğuna yüzmeyi öğretiyor.
가르치다
그녀는 아이에게 수영을 가르친다.
yönlendirmek
Kızı elinden yönlendiriyor.
이끌다
그는 손을 잡고 소녀를 이끈다.
kolay gelmek
Sörf yapmak ona kolay geliyor.
쉽게 오다
그에게 서핑은 쉽게 온다.
keşfetmek
Denizciler yeni bir toprak keşfettiler.
발견하다
선원들은 새로운 땅을 발견했습니다.
peşinden koşmak
Anne oğlunun peşinden koşuyor.
뒤쫓다
엄마는 아들을 뒤쫓는다.
dışarı çıkmak
Kızlar birlikte dışarı çıkmayı seviyorlar.
나가다
그 여자애들은 함께 나가는 것을 좋아한다.
buluşmak
Bazen merdiven boşluğunda buluşurlar.
만나다
때때로 그들은 계단에서 만난다.
ayrılmak
Birçok İngiliz, AB‘den ayrılmak istedi.
떠나다
많은 영국 사람들은 EU를 떠나고 싶어했다.
keyif almak
O, hayattan keyif alıyor.
즐기다
그녀는 인생을 즐긴다.
buluşmak
Arkadaşlar birlikte yemek için buluştular.
만나다
친구들은 함께 저녁 식사를 하기 위해 만났다.
etrafa atlamak
Çocuk mutlu bir şekilde etrafa atlıyor.
뛰어다니다
아이는 행복하게 뛰어다닌다.