ਸ਼ਬਦਾਵਲੀ

ਕਿਰਿਆਵਾਂ ਸਿੱਖੋ – ਚੀਨੀ (ਸਰਲੀਕਿਰਤ)

cms/verbs-webp/26758664.webp
biriktirmek
Çocuklarım kendi paralarını biriktirdiler.
biriktirmek
Çocuklarım kendi paralarını biriktirdiler.
économiser
Mes enfants ont économisé leur propre argent.
cms/verbs-webp/120128475.webp
düşünmek
Onu her zaman düşünmek zorunda.
düşünmek
Onu her zaman düşünmek zorunda.
penser
Elle doit toujours penser à lui.
cms/verbs-webp/99592722.webp
oluşturmak
Birlikte iyi bir takım oluşturuyoruz.
oluşturmak
Birlikte iyi bir takım oluşturuyoruz.
former
Nous formons une bonne équipe ensemble.
cms/verbs-webp/115373990.webp
belirmek
Suda aniden büyük bir balık belirdi.
belirmek
Suda aniden büyük bir balık belirdi.
apparaître
Un gros poisson est soudainement apparu dans l’eau.
cms/verbs-webp/73488967.webp
incelemek
Kan örnekleri bu laboratuvarda inceleniyor.
incelemek
Kan örnekleri bu laboratuvarda inceleniyor.
examiner
Les échantillons de sang sont examinés dans ce laboratoire.
cms/verbs-webp/62000072.webp
gecelemek
Arabada gecelemekteyiz.
gecelemek
Arabada gecelemekteyiz.
passer la nuit
Nous passons la nuit dans la voiture.
cms/verbs-webp/129002392.webp
keşfetmek
Astronotlar uzayı keşfetmek istiyor.
keşfetmek
Astronotlar uzayı keşfetmek istiyor.
explorer
Les astronautes veulent explorer l’espace.
cms/verbs-webp/94633840.webp
tütsülemek
Et, saklamak için tütsülenir.
tütsülemek
Et, saklamak için tütsülenir.
fumer
La viande est fumée pour la conserver.
cms/verbs-webp/86996301.webp
desteklemek
İki arkadaş birbirlerini her zaman desteklemek istiyor.
desteklemek
İki arkadaş birbirlerini her zaman desteklemek istiyor.
défendre
Les deux amis veulent toujours se défendre mutuellement.
cms/verbs-webp/91930542.webp
durdurmak
Polis kadını aracı durduruyor.
durdurmak
Polis kadını aracı durduruyor.
arrêter
La policière arrête la voiture.
cms/verbs-webp/112286562.webp
çalışmak
O, bir erkekten daha iyi çalışıyor.
çalışmak
O, bir erkekten daha iyi çalışıyor.
travailler
Elle travaille mieux qu’un homme.
cms/verbs-webp/71991676.webp
geride bırakmak
Çocuklarını istasyonda yanlışlıkla geride bıraktılar.
geride bırakmak
Çocuklarını istasyonda yanlışlıkla geride bıraktılar.
laisser
Ils ont accidentellement laissé leur enfant à la gare.