Talasalitaan
Alamin ang mga Pandiwa – Hapon

ayrılmak
Tatil misafirlerimiz dün ayrıldı.
ayrılmak
Tatil misafirlerimiz dün ayrıldı.
depart
Our holiday guests departed yesterday.

konuşmak
Dinleyicisine konuşuyor.
konuşmak
Dinleyicisine konuşuyor.
speak
He speaks to his audience.

tamamlamak
Her gün koşu rotasını tamamlıyor.
tamamlamak
Her gün koşu rotasını tamamlıyor.
complete
He completes his jogging route every day.

geri dönmek
Tek başına geri dönemez.
geri dönmek
Tek başına geri dönemez.
go back
He can’t go back alone.

oy kullanmak
Bir aday için ya da ona karşı oy kullanılır.
oy kullanmak
Bir aday için ya da ona karşı oy kullanılır.
vote
One votes for or against a candidate.

katlanamamak
O şarkıyı katlanamıyor.
katlanamamak
O şarkıyı katlanamıyor.
stand
She can’t stand the singing.

sohbet etmek
Komşusuyla sık sık sohbet eder.
sohbet etmek
Komşusuyla sık sık sohbet eder.
chat
He often chats with his neighbor.

yayınlamak
Yayıncı birçok kitap yayınladı.
yayınlamak
Yayıncı birçok kitap yayınladı.
publish
The publisher has published many books.

şaşırtmak
Ebeveynlerini bir hediye ile şaşırttı.
şaşırtmak
Ebeveynlerini bir hediye ile şaşırttı.
surprise
She surprised her parents with a gift.

oluşturmak
Birlikte iyi bir takım oluşturuyoruz.
oluşturmak
Birlikte iyi bir takım oluşturuyoruz.
form
We form a good team together.

araştırmak
Bilmediğiniz şeyi araştırmanız gerekir.
araştırmak
Bilmediğiniz şeyi araştırmanız gerekir.
look up
What you don’t know, you have to look up.
