© StockPixstore - Fotolia | Weihnachten im Erzgebirge, Weihnachtsmarkt in Annaberg-Buchholz

Konuşma Kılavuzu

Hatıranın dile ihtiyacı var

© StockPixstore - Fotolia | Weihnachten im Erzgebirge, Weihnachtsmarkt in Annaberg-Buchholz
ar AR de DE em EM en EN es ES fr FR it IT ja JA pt PT px PX zh ZH af AF be BE bg BG bn BN bs BS ca CA cs CS el EL eo EO et ET fa FA fi FI he HE hr HR hu HU id ID ka KA kk KK kn KN ko KO lt LT lv LV mr MR nl NL nn NN pa PA pl PL ro RO ru RU sk SK sq SQ sr SR sv SV tr TR uk UK vi VI

Hatıranın dile ihtiyacı var

Okulunun ilk gününü birçok insan hatırlar. Ondan önce olanları ama artık bilmemektedirler. Hayatımızın ilk yıllarını çok az hatırlarız. Peki neden bu böyledir? Neden bebekken yaşadıklarımızı hatırlamayız? Bunun sebebi gelişimimizde yatar.. Dil ve zihin hemen hemen aynı anda gelişirler. Ve birşeyi hatırlayabilmek için insanlar dile ihtiyaç duymaktadırlar. Bu, yaşadıklarını anlayabilmeleri için dile ihtiyaç olduğunu gösterir. Bilimciler çocuklar üzerinde birçok çalışma gerçekleştirdiler. Bunu yaparken ilginç bir durum keşf ederler. Çocuklar dil öğrenirken önceden yaşadıkları herşeyi unuturlar. Bu durumda dili öğrenme başlangıcı, hatıraların da başlangıcıdır. Çocuklar hayatlarının ilk üç yılında çok şey öğrenirler. Her gün yeni bir şey yaşarlar. Bu yaşda aynı zamanda birçok önemli tecrübler de edinmektedirler. Yine de her biri yok olup gidiyor. Piskologlar bu durumu, çocukça hafıza kayıbı olarak adlandırmaktadırlar. Sadece adını söyleyebildikleri şeyler baki kalıyor. Kişisel deneyimleri ise otobiyografik bellek hafızasına alıyor. Tıpkı bir günlük gibi çalışıyor. Hayatımızda gerekli olan herşey oraya kayıt ediliyor. Bu durumda otobiyografik belleğimiz kişiliğimizi de şekillendirmektedir. Gelişimi ise anadılımızı öğrenmemize bağlıdır. Ve sadece dilimiz aracılığı ile hafızamızı canlandırabiliriz. Elbette bebek olarak edindiğimiz bilgiler tamamen kayıp olmuyor. Beynimizin bir yerinde kayıtlı kalıyorlar. Ama onları tekrar çağıramıyoruz…- Çok üzücü, değil mi?