Kelime bilgisi
Fiilleri Öğrenin – İngilizce (UK)

build
The children are building a tall tower.
inşa etmek
Çocuklar yüksek bir kule inşa ediyor.

lie opposite
There is the castle - it lies right opposite!
karşısında bulunmak
Orada bir kale var - tam karşısında!

exist
Dinosaurs no longer exist today.
var olmak
Dinozorlar bugün artık var olmuyor.

lead
The most experienced hiker always leads.
öncülük etmek
En deneyimli dağcı her zaman öncülük eder.

shout
If you want to be heard, you have to shout your message loudly.
bağırmak
Duymak istiyorsanız, mesajınızı yüksek sesle bağırmalısınız.

say goodbye
The woman says goodbye.
veda etmek
Kadın vedalaşıyor.

come easy
Surfing comes easily to him.
kolay gelmek
Sörf yapmak ona kolay geliyor.

check
The dentist checks the teeth.
kontrol etmek
Dişçi dişleri kontrol ediyor.

jump
He jumped into the water.
atlamak
Suya atladı.

prefer
Our daughter doesn’t read books; she prefers her phone.
tercih etmek
Kızımız kitap okumaz; telefonunu tercih eder.

look
She looks through binoculars.
bakmak
Dürbünle bakıyor.
